Ekim ayı 2004 yılında, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından, “Meme Kanseri Bilinçlendirme ve Farkındalık Ayı” olarak belirlendi. Meme kanseri, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kadınlarda en sık görülen ve yaşam kaybına neden olan kanser türü.
DSÖ verilerine göre, her yıl 20 milyon kadına teşhis konulacağı ve her 7-8 kadından birinin meme kanseri olacağı öngörülüyor. Ülkemizde ise yılda yaklaşık 20 bin kadına meme kanseri tanısı konuluyor.
Erken tanıyla birlikte tedavisi mümkün olan meme kanserinde mamografi büyük önem taşıyor. Maalesef son günlerde gerek internet ortamında gerek sosyal medyada mamografi çekimi ile ilgili pek çok olumsuz ve korkutucu hatta bazı Avrupa ülkelerinde yasaklandığına dair bilgi kirliliği dolaşıyor.
“Dijital mamografi, en başarılı teşhis yöntemi”
Maografi, düşük doz "X" ışını kullanılarak yapılan radyolojik bir görüntüleme sistemi. Özellikle meme kanserinin erken teşhisi için yaygın olarak kullanılan mamografi genellikle 40 yaşından sonra rutin olarak uygulanıyor. Dijital mamografi meme kanserinin teşhisinde en başarılı yöntem.
Son yıllarda birçok görüntüleme merkezinde yaygın olarak kullanılan dijital mamografide, röntgen filmi yerine özel dijital plakalar kullanılır ve bu plaka üzerinde elde edilen görüntüler dijital ortama aktarılıp özel dijital algoritmalarla işlenerek, yüksek çözünürlüklü görüntüler elde edilir. Öyle ki kitle oluşmadan dahi meme kanserinin erken tanısına olanak tanır. Bu cihazların hastaya uyguladığı radyasyon dozu ise eski sistemlere göre daha düşük ve görüntü kalitesi daha yüksektir.
“Uzun bir uçak yolculuğunda daha fazla radyasyon dozu alıyoruz”
Mamografi çektirmenin meme kanserine neden olabileceği bilgisinin doğru olmadığını belirten Genel Cerrahi, Meme, Tiroid ve Onkolojik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Emin Güneş, "Mamografi çekilirken alınan radyasyon dozu, uzun bir uçak yolculuğunda alınan dozdan fazla değildir. Mamografi çekimi meme kanseri nedenleri arasında sayılmaz" diyor.
Amerikan Kanser Derneği, mamografi ile alınan ortalama radyasyon dozunu her bir çekim için 0.1- 0.2 rad (rad radyasyon dozu birimidir) olarak bildiriyor.
Buna göre 40 yaş ile 90 yaş arasında her sene mamografi çektiren bir kadının aldığı toplam radyasyon dozu 20 ile 40 rad arasında değişiyor. Buna karşın meme kanseri teşhisi sonrası bazı hastalara radyoterapi yapılmakta ve bu tedavi sırasında hastanın aldığı radyasyon dozu 5000 rad olarak bildirilir. Yani bu çekim yönteminde alınan radyasyon dozu önemsenmeyecek kadar düşük.
“Mamografi çekimi nedeniyle meme kanseri olmuş vaka bildirimi yok”
Mamografiyle alınan radyasyon sonucu tahmini olarak 23 bin kadından bir tanesinde meme kanseri gelişebileceği düşünülür; ancak mamografi çekimi nedeniyle meme kanseri olmuş vaka bildirimi yok. Oysa 60 yaşlarında mamografi çekilen 23 bin kadında ise mamografi çekilmesi sonucu ortalama 200 kadına meme kanseri erken teşhisi konulur. Görüldüğü üzere faydası, zararıyla kıyaslandığında çok daha yüksek.
Mamografi sırasında alınan radyasyon dozu son derece düşük olup bir kişinin 3 ayda normal olarak maruz kaldığı doz kadar. Zaten vücudun kısa sürede ekarte edebileceği oranda olması sebebiyle mamografi çekimi meme kanseri nedenleri arasında sayılmaz.
Bu sayfadaki yazıların tüm hakları ilackonusu.com.tr'ye aittir.
"www.ilackonusu.com.tr" biçiminde açık kaynak gösterilmek kaydıyla (link verilerek) içerik kullanılabilir.
Açık kaynak göstermeden (link vermeden) yapılan alıntılar için yasal takip yapılacaktır.