Aralıklı ataklarla gelişen migren (epizodik) veya kısa aralıklarla sürekli tekrarlayan migren (kronik); her iki çeşidinde de son yıllarda bir artış görülüyor.

Bazı verilere göre dünya nüfusunun yüzde 10'u migrenle bir şekilde mücadele ediyor.

Öyle ki, Barselona'daki Vall d'Hebron Hastanesi Baş Ağrısı Birimi'nin başkanı Patricia Pozo-Rosich; "Migrenin bir halk sağlığı hastalığı, henüz çiçek açmamış sessiz bir salgın gibi davranan nörolojik bir hastalık olarak görülmesi gerektiğini" şiddetle savunuyor.

Uzmanların ortak görüşü, epizodik migrenlerin birinci basamakta semptomatik rahatlama için teşhis ve tedavi edilmesi, daha şiddetli vakalar ve kronik migren için Nörolojiye (veya varsa baş ağrısı birimine) sevk edilmesi ve her şeyden önce önleyici tedavinin başlatılması yönünde.

Tedavide yenilikler.. “Migren aşısı”

2019'da, migreni önlemek için özel olarak tasarlanmış anti-CGRP monoklonal antikorlar ortaya çıkmaya başladı. Bu migren tedavisine yeni bir yaklaşımdı.

Günümüzde “Migren Aşısı” olarak da bilinen migrenin yeni tedavisi “Anti-CGRP” veya “Monoklonal Antikor”lar migren ataklarını engellemede etkisi olan ilk spesifik tedavi olarak görülüyor.

CGRP reseptörlerini bloke edebilen “migren aşısı” migren tedavisinde etkin olarak kullanılıyor. Tedaviye dirençli hastalarda migren aşısı farklı tedavi uygulamaları ile kombine edilerek de uygulanabiliyor. Türkiye’de de çeşitli hastanelerde “migren aşısı” adı altında uygulanıyor.

Migren atakları sırasında birçok hastada bu nöroinflamatuar proteinin fazla miktarda salındığı, atak sıklığı veya sayısı fazla olanlarda CGRP düzeylerinin daha yüksek olduğu biliniyor.

İspanya'da erenumab, galcanezumab, fremanezumab ve eptinezumab antikorları, klinik gelişimlerinde etkinlik ve güvenlik gösterildikten sonra kullanıma sunulmuş. Bu ilaçların aylık migren gün sayısını ve atakların yoğunluğunu önemli ölçüde azalttığı öne sürülüyor.

Avrupa İlaç Ajansı (EMA) bu ilaçları ayda 4 veya daha fazla gün migren atağı geçiren hastalar için onayladı.

Anti-CGRP tedavisi alan hastaların iyileşme oranı ilk sıralarda

Migren epidemiyolojisi, tedavisi ve bakımına ilişkin bir araştırmadan elde edilen verilere göre, anti-CGRP tedavisi alan hastalar, hastalıkta algılanan iyileşme oranında yüzde 79,2 ile başı çekiyor.

"Anti-CGRP antikorları çok iyi tolere edilmektedir ve bu durum klinik çalışmalarda hastaların bir yıldan uzun süre tedaviye bağlı kalmalarıyla kanıtlanmıştır. Elbette hamilelik ve emzirme döneminde kullanılmamalıdırlar ve nöroinflamatuar bir proteini kontrol ettikleri göz önüne alındığında, örneğin yakın zamanda kardiyo/serebrovasküler olay geçirmiş kişilerde dikkatli olmalıyız" diyen Rosich, her vakayı ayrı ayrı değerlendirmenin önemini de vurguluyor.

Oral ilaçlar

Monoklonal antikorlar “intravenöz” (damar yoluyla) olarak uygulanıyor, ancak düzenleyici kurumların hem akut migren semptomları hem de kronik migrenin önleyici tedavisi için kullanılabilecek yeni “oral” anti-CGRP tedavilerini (gepantes) de onaylaması bekleniyor. 

FDA üç yıl önce rimegepant'ı onaylamıştı, EMA da yakın zamanda onayladı.

Kaynak için tıklayınız