Çiftçiler yüzyıllardır tarlalarındaki yabani otlarla mücadele ediyor; bu mücadelenin son 50 yılında kimyasal ürünlerin payı hızla arttı. Ne var ki, kimyasal kullanımı arttıkça, yabani ot öldürücülerdeki toksik maddelere maruz kalmanın hastalığa neden olabileceğine dair bilimsel kanıtlar da arttı.

Glifosatın kanserle olan bağlantısına ek olarak, yabani ot öldürücü kimyasal paraquat, Parkinson hastalığıyla ilişkilendirildi. Bir diğer yaygın çiftlik herbisiti (*) olan atrazin’in üreme sağlığına zararlı olabileceği gibi diğer birçok sağlık sorunuyla bağlantılı olabileceği de gösterildi.

Zaman içinde yabani ot öldürücü kimyasalların insan sağlığı üzerindeki zararlı etkilerinin yanı sıra yabani otlar üzerindeki etkisinin de azalmakta olduğu görüldü. Çiftçilikte herbisitlerin yaygın kullanımı, yabani ot direncini körükledi ve birçok çiftçinin, herbisitleri tekrar tekrar uygulamasına rağmen tarlalarındaki yabani otları kontrol etmekte zorlanmaya başladıkları anlaşıldı.

“Büyük gıda ve tarım şirketleri de destekliyor..”

Robotik teknolojisinin gelişmesiyle, zararlı otlarla mücadelede robotlardan nasıl yararlanılabileceği konusu da gündeme geldi.

Robotların çiftçilerin kimyasallara olan bağımlılıklarını azaltmalarına, sağlıklarını ve çevreyi daha fazla korumalarına yardımcı olacak kritik araçlar olduğu fikri giderek daha fazla taraftar buldu, bu alanda kullanılacak sermaye birikimleri ortaya çıktı, sermaye üretim birimlerine dönüştü.

Yabani ot öldürücü robot üretimi alanında çalışan şirketlere finansal destek, sürdürülebilir gıda üretimini teşvik etmek isteyen büyük gıda ve tarım şirketlerinden de geliyor. Örneğin Greenfield’in halihazırda 12 milyon dolarlık bir fon oluşturduğu ve daha fazlasını aradığı kaydediliyor.

“Küresel tarım kimyasalları şirketi Bayer bile robotlara ilgi duyuyor”

Bir başka örnek Kuzey Dakota merkezli Aigen Robotics bugüne kadar 19 milyon dolar topladı. Kompakt robotlar, her makinenin tepesine sabitlenmiş güneş panelleriyle çalışıyor ve çiftlik tarlalarında uyuyup uyanarak otonom bir şekilde çalışmak üzere tasarlandı.

Daha önce siber güvenlikte çalışmış olan Aigen'in kurucu ortağı ve CEO'su Kenny Lee, elektrikli araç sektöründe çalışmış olan ortağı Richard Wurden ile birlikte çiftçilikte herbisit kullanımını azaltmak için "kişisel bir misyon" üstlendiklerini söylüyor.

Lee, Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı'nın, popüler Roundup markası gibi glifosat bazlı yabani ot öldürücülerin neden olabileceğini tespit ettiği bir hastalık olan, “Hodgkin Olmayan Lenfoma”dan kurtulan biri ve dolayısıyla konuyla kişisel bir ilgisi var.

İşin ilginç yanı, küresel tarım kimyasalları şirketi Bayer bile çiftliklerde zararlı ot temizleyici robotlara ilgi duyuyor.

Farklı görüşler de yok değil..

Bir yandan Robotik hizmetler çiftçilerin kimyasallara daha az bağımlı olmasını sağlıyor; kullananlar "Bu birçok sorunu çözüyor" diyor, yine de birçok çiftçi ve akademisyen uzman, çiftlik robotlarının önemli bir fark yaratabileceği konusunda şüpheci.

Çok fazla tarım arazisi ve çok fazla çeşitli ihtiyacın, yapımı ve kullanımı maliyetli olan robotlar tarafından ele alınması gerektiğini söylüyorlar. Birçoğu, çiftçilerin doğaya karşı değil, doğayla birlikte çalışmasının daha iyi bir yol olduğunu söylüyor.

Toprak sağlığını iyileştirmeye odaklı çeşitli stratejiler kullanan; pestisitleri sınırlama, ürün rotasyonu, yabani otları bastırmak için toprak örtüsü sağlayan ürünler ekme ve toprağı rahatsız etmekten kaçınmayı içeren rejeneratif tarım modelinin daha iyi bir yol olduğunu öne sürüyorlar.

Illinois Üniversitesi Bitki Bilimi Bölüm Başkanı ve Profesör Adam Davis;

"Robotların entegre bir ot temizleme yaklaşımının parçası olarak yararlı bir araç olabileceğini düşünüyorum, ancak tek başına bir araç olarak kullanılması muhtemelen çok iyi sonuç vermeyecektir" diyor.

(*) Herbisit: Genel anlamda, yabancı otları öldürmede veya normal gelişimini önlemede kullanılan kimyasal maddelerin tümüne birden herbisit adı veriliyor.

Kaynak için tıklayınız